ANJİYOGRAFİ (KATETERİZASYON)

Anjiyografi, bir tetkik olup damarların görüntülenmesi için kullanılan yöntemdir. Görüntülenecek olan damara göre isimlendirilir. Kalp damarları görüntüleniyorsa koroner anjiyografi, şah damarı (karotis arter) görüntüleniyorsa karotis anjiyografi şeklinde adlandırılır. Aynı şekilde beyne giden damarların, böbrekler, karın içi, kol ve bacak damarlarının görüntülenmesi de yine anjiyografi kapsamındadır. Anjiyografik işlemler perkütan girişimlerdir, ameliyat değildir. Anjiyografi işlemi bir tedavi değil, tanı yöntemidir.

Koroner anjiyografi, kalpte bulunan atardamarlarda (koroner arterler) darlık ya da tıkanıklık olup olmadığını görmek için yapılan testtir.

Hangi durumlarda yapılır ?

Ciddi tipik göğüs ağrısı olup, kalp krizi riski belirlenenlerde, kalp krizi geçirenlerde, efor testi, sintigrafi gibi ön testleri pozitif olan hastalarda, stentli ya da by-passlı olup, ciddi ağrıları olan hastalarda, hiçbir neden yokken ciddi ritm bozukluğu yaşayanlarda koroner anjiyografi yapma gerekliliği vardır.

Diyabetik hastalarda ağrı hissi azalacağı ya da yok olacağından bunlarda ağrı eşdeğeri nefes darlığı olur. Bu nedenle buna dikkat etmek gerekir.

Periferik Anjiyografi, pelvik bölgenin ve kol, bacak gibi ekstremitelerin arterlerinin görüntülenmesi amacıyla yapılan testtir. Bu sayede arterlerde bir daralma ya da tıkanıklık olup olmadığı belirlenir. İşlem koroner anjiyografiye benzer şekilde uygulanır, sadece hedef alınan damarlar farklıdır.

Hangi durumlarda yapılır ?

Periferik anjiyografi, bacaklar, kollar ya da karın içi bölgede bulunan atardamarlarda bir darlık şüphesi olduğunda yapılır. Hastanın daralmaya bağlı semptomları sonucunda anjiyografi kararı alınabileceği gibi, yapılan başka tetkiklerin sonucunda bir operasyon düşüldüğü zaman da periferik anjiyografi yapılması kararı alınabilir.

Periferik anjiyografi, bir operasyon planlanması söz konusuysa, diğer tanısal tetkiklere oranla daha net sonuçlar verecektir. Aynı zamanda balon ya da stent işlemi gerekliliği olması durumunda anjiyografi ile aynı seansta bu işlemler de uygulanabilinir.

Karotis arterler boynun iki yanında bulunan ve beyne kanın ulaşmasını sağlayan ana atardamarlardır. Halk arasında şah damarı olarak bilinirler. Karotis arterlerdeki daralma ya da tıkanıklığın görüntülenmesi için yapılan kateterizasyon işlemine karotis anjiyografi denir.

Hangi durumlarda yapılır ?

Karotis anjiyografi, bir operasyon planlanacaksa ve darlığın daha net görüntülenmesinin istendiği durumlarda tercih edilir. Karotis arterlere balon ve stent işlemi yapılması planlanıyorsa, öncesinde karotis anjiyografi yapılarak aynı seansta işlem uygulanabilir.

Ayrıca, halihazırda başka bir arter için anjiyografi yapılıyorsa ( koroner ya da periferik anjiyografi) ve karotis arterlerde de darlık şüphesi varsa aynı seansta karotis anjiyografi de yapılabilir. Aynı seansta birden fazla bölgenin anjiyografisinin planlanmasında hastanın böbrek fonksiyonlarının durumu önemlidir.

Nasıl Yapılır ?

Anjiyografi cihazının bulunduğu, yarı steril dediğimiz laboratuarlarda, deneyimli hemşire ve teknisyenlerin de yardımıyla doktor tarafından yapılır. El bileği, kasık ya da nadiren ön kol ve koltukaltından yapılır. Gerekli sterilizasyon sağlandıktan sonra küçük iğne ucu ile anjiyografinin yapılacağı alan lokal olarak uyuşturulur. Damar bulunduktan sonra içine bir kılıf yerleştirilir. Kalınlığı 2 mm. olan borucuklar kılıf içerisinden ilerletilerek hedef damara ulaşılır. Özel bir ilaç verildikten sonra röntgen ışınları kullanılarak görüntüler alınır. Sonuca gore tedaviye karar verilir. Ilaç tedavisi, stentleme ya da ameliyat kararından biri verilir. Stentleme kararı verilirse aynı seansta devam edilir. Bu işlem 15 dakika surer.

El Bileğinden Yapılan Anjiyografinin Avantajları ve Dezavantajları;

Anjiyografi işlemi el bileğinden yapıldığında, hastanın işlem sonrası mobilizasyonu daha hızlı olur ve hastanede kalış süresi kısalır. Özellikle obez hastalarda hematom riski ortadan kalkar. Hastanın önceden kan sulandırı ilacını kesmesine gerek yoktur. El bileğinden ayrıca stentleme işlemi de gerçekleştirilebilir. Doktorunuzun gerekli gördüğü durumlarda kasık damarına geçilebilir. El bileğinden yapılan işlemlerde, el bileğindeki damarın tıkanma riski vardır ancak bu risk oldukça düşüktür.

İşlem Öncesinde;

İşlem öncesinde en az 2 saatlik açlık gereklidir. Hastanın kullandığı ilaçlar varsa, doktora danışılarak işlem öncesinde ilaç düzenlemesi yapılmalıdır. Hasta işlem için gelirken yanında ilaçlarını ve sağlık raporlarını (varsa CD ve filmler) getirmelidir.

İşlem Sırasında;

İşlemden önce sakinleştirici bir ilaç verilebilir. İşlemin yapılacağı bölgeye lokal anestezi uygulanır. Hasta sadece anestezi için yapılan iğnenin girişini hisseder ve bundan sonra hasta herhangi bir ağrı hissetmez. Verilen opak madde hastada bazen bir sıcak basması hissi oluşturabilir. Eğer kalbin içinin görüntülemesi yapılır ise daha çok opak madde verileceğinden bu his daha fazla hissedilir. Hemen geçer. Bazı hastalar uyutulmak istemektedir. İşlem sırasında öksürtmek, nefes tutmak gibi yapılması istenen şeyler olabileceğinden hasta uyanık olmalıdır.

İşlem Sonrasında;

Hastaneden ayrıldıktan sonra işlem yapılan yeri 24 saat süreyle fazla zorlamamak gerekir. 24 saat sonra her ne yoldan yapıldı ise bant çıkartılır. Banyo yapılabilinir. Pansuman gerekmez. Hafif ağrı olursa basit ağrı kesiciler kullanılabilir. Hafif sertlik olabilir. Bu 3 haftada düzelir. Kanama, ani olarak fazlaca şişlik ve şiddetli ağrı olur ise hemen hastaneye gidilmelidir.

El bileğinden yapılırsa aynı gün bile işine dönebilir. Kasıktan yapılırsa ertesi günü işine dönebilir. Tabii ki bu koroner damarlarda tespit edilmiş olan hastalığın ciddiyetine göre anjiyografiyi yapan doktor tarafından belirlenir.

Riskler Nelerdir?

Her türlü tıbbi girişimin düşük de olsa bir riski vardır elbet. Ancak bu risk, teknolojinin gelişimi ve deneyimin artmasıyla son derece düşüktür. Ölüm, kalp krizi, inme riski 5/10.000 ila 1/1000 arasındadır. Oysa, bilinmeyenle yaşama riski çok daha yüksektir. Hele ki el bileğinden yapılan anjiyografilerden sonra, özellikle şişman hastalarda ortaya çıkan kasıktaki kanama riski artık yok olmuştur.