Kış aylarında kalp ve damar hastalıklarına bağlı ölümlerdeki artış̧, soğuğun damarlarda yaptığı büzüşme etkisinin, daralmış damarları etkilemesine bağlı olabileceği gibi, griple artan, vücuttaki iltihabi durumun kalp damarlarında da belirgin hale gelmesi ve kalp krizini tetiklemesi sonucunda da olabilir.
Yapılan araştırmalarda, grip başlangıcından 3 gün sonra ile 3 ay arasında kalp krizi geçirme riskinde 5 kat artış görülmüştür. Yüksek tansiyon hastalarında, şeker hastalarında ve sigara içen kişilerde kalp krizi riski daha yüksektir. Bu kişilerde risk, grip durumunda daha da artmaktadır. Grip nedeniyle gerçekleşen ölümlerin büyük bir bölümü kalp damar hastalıklarına bağlı olduğundan, özellikle 60 yasın üstünde olan ve bilinen kalp hastalığı olan kişiler grip olduklarında çok dikkatli takip edilmelidir.
Grip enfeksiyonunun vücutta yarattığı iltihabi durumun, damarların iç duvarını döşeyen örtüyü bozduğunu, ve bunun yırtılması sonucu pıhtılaşmanın kolaylaşmasıyla damarın tıkandığı düşünülmektedir.
Diğer bir düşünce ise grip virüsüne karşı vücudun bağışıklık sisteminin çıkardığı koruyucu maddelerin damar iç duvarına zarar verdiğidir. Basit görünen grip gibi hastalıklar, hangi türü olursa olsun vücutta iltihabi reaksiyonun artmasına yol açar.
Hastalarımız sıklıkla “aşı da bir virüs. Bu da kalp krizine yol açmaz mı?” diye sormaktalar. Ancak yapılan araştırmalar göstermiştir ki, aşı sonrası kalp krizi sıklığında bir artış olmamıştır. Bunun yanında ciddi bir yan etki de gözlenmemiştir.
Grip salgınları her yıl milyonlarca insanın hayatını tehdit etmektedir. Grip nedenli ölümlerin önemli bir kısmı da kalp hastalıklarına bağlı olduğundan, sadece enfeksiyon hastalıkları uzmanlarının değil kardiyologların da gribe karşı hastalarını koruması gerekir. Grip aşısının hayat kurtardığı birçok bilimsel çalışmayla kanıtlandığını düşünürsek, bu konuda hem kalp hastalarının soğuk havalarda korunmasını sağlamak hem de aşı olmalarını desteklemeliyiz.