koroner-arter
Stabil Koroner Arter Hastalığında Tedavi Yaklaşımı Nasıl Olmalı ?
Haziran 26, 2020
Kalp Hastaları Tarafından Covid-19 Hakkında Sıkça Sorulan Sorular
Ekim 7, 2020
koroner-arter
Stabil Koroner Arter Hastalığında Tedavi Yaklaşımı Nasıl Olmalı ?
Haziran 26, 2020
Kalp Hastaları Tarafından Covid-19 Hakkında Sıkça Sorulan Sorular
Ekim 7, 2020

Yaşam Tarzı Değişikliklerinin Atriyal Fibrilasyon Üzerindeki Etkileri

kalp-ritmi

Atriyal fibrilasyon (AF), yaygın bir kalp ritim bozukluğu olup, kalbin üst odacıklarının (kulakçıkların) hızlı ve düzensiz bir şekilde atması sonucu oluşur. Genellikle çarpıntı ve nefes darlığı gibi tekrarlayan semptomlara neden olur ve yaşam kalitesini olumsuz yönde etkileyebilir.

Atriyal fibrilasyon, inme riskini önemli ölçüde artırır ve kalp yetmezliği, yüksek tansiyon ve diyabet ile de ilişkilidir. Atriyal fibrilasyon hastalarının, inme ve felce yol açabilecek kan pıhtılarını önlemek için rutin olarak kan sulandırıcılarla ömür boyu tedavi olmaları gerekir.

Günümüzde, atriyal fibrilasyon tedavisinde yaşam tarzı faktörlerinin önemi yeni yeni anlaşılıyor. Değiştirilebilir yaşam tarzı faktörleri çok önemli olduğundan ve bazen gözardı edilebildiğinden, Amerikan Kalp Derneği (AHA) bu konudaki en son araştırmaları özetleyen bilimsel bir açıklama yayınladı.

Hem doktorların hem de hastaların yaşam tarzı ile atriyal fibrilasyon arasındaki ilişkiyi anlaması ve bu yaşam tarzı faktörlerini olumlu şekilde değiştirmek için bir ekip olarak çalışması tedavinin etkinliği açısından oldukça önemli.

Aşağıda, bahsedilen yaşam tarzı faktörlerinin atriyal  fibrilasyona etkileri ve ne tip değişiklikler yapabileceğiniz hakkında bilgilendirmeler yeralmaktadır.

Obezite

Atriyal fibrilasyon ile ilişkili en güçlü yaşam tarzı faktörlerinden biri vücut ağırlığıdır. Obezite, vücut kitle indeksinin [BMI] 30’dan büyük olması olarak tanımlanır.  Birçok çalışmada fazla kilonun, atriyal fibrilasyon gelişmesiyle bağlantılı olduğu gösterilmiştir.

Obezite, kulakçıktaki elektrik sinyalindeki değişikliklerle ve kalbin üst odacıklarındaki yapısal değişikliklerle ilişkilidir. Aşırı yeme, kulakçıktaki hormon ve hücre sinyal yollarındaki değişikliklere yol açabilecek inflamasyonlara da neden olabilir.

Bazı çalışmalar, kilo aldığımızda yağın vücudun başka bölgeleri yanında kalpte de biriktiğini ve bunun kalpte ritim bozukluklarını özellikle de atriyal fibrilasyonu tetikleyebileceğini göstermiştir.

Ayrıca obezite, yeni oluşan hipertansiyona ya da mevcut hipertansiyonun daha da kötüleşmesine neden olarak, kalpte daha fazla yapısal değişiklik olmasına yol açabilir.

Bunun yanında,  obstrüktif uyku apnesine ve diyabete neden olabilir ve her ikisi de atriyal fibrilasyon riskini bağımsız olarak artırır.

Ancak iyi haber şu ki, aşırı kilolu veya obez insanlar için, vücut ağırlığındaki sadece % 10’luk bir azalma,  atriyal fibrilasyonla ilişkili semptomları azaltmaktadır.

Egzersiz yapmak

Doktorlar, özellikle de kardiyologlar yıllardır insanları egzersiz yapmaya teşvik ediyor, çünkü egzersiz kardiyovasküler nedenlerden ölme riskini azaltıyor. Düzenli egzersiz yapmanın faydalarına karşılık, fiziksel olarak hareketsiz bir yaşam vücudunuz için zararlıdır. Böyle bir yaşam tarzı atriyal fibrilasyona katkıda bulunur ve atriyal fibrilasyonun bağımsız bir belirteci olabilir.

Amerikan Kalp Derneği, daha sağlıklı bir kardiyovasküler sistem için, haftada 150 dakika orta yoğunlukta aerobik egzersizi veya haftada 75 dakika yoğun aerobik egzersizi önermektedir. Düzenli egzersiz, atriyal fibrilasyonu önlemeye yardımcı olur, halihazırda  atriyal fibrilasyonu olan kişilerde AF semptomlarını azaltarak, yaşam kalitesini iyileştirir.

Eğer hareketsiz bir yaşam tarzınız varsa, düşük yoğunluklu bir egzersiz programıyla başlamanız daha uygun olacaktır. Herhangi bir sağlık probleminiz varsa egzersiz yapmaya başlamadan doktorunuza danışmalısınız. Tempolu yürüyüş pek çok kişi için harika bir başlangıçtır. Yeni başlayanlar için günde yarım saatlik bir yürüyüş ya da hafif bir egzersiz programı yeterli olacaktır. Egzersiz yoğunluğu ve süresi kademeli olarak arttırılmalıdır.

Uyku bozuklukları

Obstrüktif uyku apnesi, insanların uyurken kısa süreli nefes almayı bıraktığı bir uyku bozukluğudur. Uykuda solunum bozukluklarının en yaygın şeklidir ve kardiyovasküler hastalıkla güçlü bir ilişkisi bulunmaktadır. Obstrüktif uyku apnesinin,  atriyal fibrilasyonu olan kişilerde görülme oranı oldukça yüksektir ve daha şiddetli uyku apnesi olan kişilerde atriyal fibrilasyon semptomlarının sıklığı daha yüksektir.

Obstrüktif uyku apnesinin CPAP ile tedavisinin, atriyal fibrilasyon semptomlarını azalttığı gözlenmiştir.

Alkol

Alkol, atriyal fibrilasyon için bilinen bir risk faktörüdür ve atriyal fibrilasyonunuz varsa çok az alkol almak bile semptomlarınızı arttırabilir. New England Journal of Medicine’de yayınlanan bir araştırmada, katılımcılar alkol alımını azalttığında ya da bıraktığında atriyal fibrilasyon görülme sıklığının daha az olduğu bulunmuştur.

Atriyal fibrilasyonu olan kişilerin, alkolü azaltması veya tamamen uzak durmaları önerilir.

Diyabet ( Şeker Hastalığı )

Tip 2 diyabetli hastalarda atriyal fibrilasyon riski daha yüksektir. Mekanizma tam olarak anlaşılmasa da, yüksek kan şekerinin doğrudan kalbe zarar verebileceği ve kalp dokusunda yapısal, elektriksel ve otonomik değişikliklere yol açabileceği düşünülmektedir.

Kan şekeri kontrol altına alındığında, atriyal fibrilasyon semptomlarının hem şiddeti hem de sıklığı azalacaktır. Hareketsiz bir yaşamdan uzaklaştıran ve egzersizi teşvik eden yaşam tarzı değişiklikleri, kilo vermeye ve kan şekeri kontrolüne de yardımcı olabilir.

Diyet

Sağlıksız yeme alışkanlıklarının atriyal fibrilasyon üzerinde dolaylı bir etkisi bulunmaktadır. Yeme alışkanlıklarında yapılacak basit değişiklikler, kilo vermenize ve kilonuzu kontrol altında tutmanıza yardımcı olur. Ayrıca şeker hastalığı olan kişilerde, sağlıklı ve dengeli bir beslenme programı, kan şekerinin kontrol altında olmasını destekler.

Yeme alışkanlıklarını değiştirmek başta zor gelse de, daha az işlenmiş gıda ve daha fazla taze sebze ve meyve yemek iyi bir başlangıç olacaktır. Agresif bir diyet programı uygulamak yerine, planlı şekilde yeme alışkanlığınızı değiştirmek diyetinizin daha kalıcı ve sürdürülebilir olmasını sağlar. Atriyal fibrilasyon hastaları için Akdeniz diyeti önerilmektedir.


Kaynaklar

  1. Lifestyle and Risk Factor Modification for Reduction of Atrial Fibrillation: A Scientific Statement From the American Heart Association – Circulation
  2. Alcohol Abstinence in Drinkers with Atrial Fibrillation – The New England Journal Of Medicine

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir